Biz Seçimimizi Yaptık!




Kitabevinin önü oldukça kalabalıktı. 
 İmza salonuna gelip-gelmemekte tereddüt eden Saffet hoca, Alagaş'la dün geceki konuşmalarını hatırlayınca gelmeye karar vermişti. 
Her şeye rağmen samimi ve dertli bir müslüman olarak görmüştü Alagaş'ı. 
Bu iyimser düşünceler içinde kalabalıkları geçerek, kitabevinin bodrum katındaki imza salonuna doğru indi. Kitabevinin deposu olarak kullanılan geniş bir salondu burası. 
Bir masanın arkasında oturan ve yanına gelen gençlerle görüşen Alagaş, Saffet hocayı görünce yerinden kalkmış ve onunla musafaha ettikten sonra onu ısrarla kendi yerine oturtarak, kendisi onun yanına oturmayı tercih etmişti. 
Kendisini onure eden bu davranışı saygıyla karşılayan Saffet hoca, Alagaş ile onun yanına gelenlerin konuşmalarını izlemeye başladı. Her yaştan insan geliyor ve kendilerini ilgilendiren her türlü soruyu soruyorlardı. 
Yanına gelen müslümanlarla veya müslüman olduklarını iddia eden insanlarla samimi bir içtenlikte tanışan Alagaş ise aynı içtenlikle ve gayet kısa ifadelerle cevaplandırıyordu bu soruları; - Mehmet Bey!. Önümüzdeki milletvekili seçimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? - Böylesi seçimleri değerlendirmiyorum. 
Bizler kanun koyma yetkisini kime vereceğimiz konusundaki seçimimizi İslam'a girerken yaptık ve böyle bir yetkiyi yegane Hakim olan Allah'a vererek, vekil olarak O'nu seçtik. 
 Alagaş'ı dikkatle dinleyen elli-elli beş yaşlarında biri söze girerek "Hocam, Vallahi doğru söylüyorsun!." dedikten sonra konuşmasına şöyle devam etti., - Hem seçimi kazansalar ne olacak ki!. Geçen seçimlerde kızlarımız başörtüsüyle okula girebilsin diyerek oylarımızı onlara verdik. Bırakın kızlarımızın okula girmesini, vekil olarak seçtirdikleri Merve Kavakçı bile meclise giremedi. Hatırlarsanız Bülent Ecevit "Burası devlete meydan okunacak yer değildir. 
Buna haddini bildirin" diyerek onu dışarıya attırmıştı. - Ecevit'in o sözü çok doğruydu. Çünkü orası devlete değil, Allah'a meydan okunan bir yerdir!. 
 Alagaş'ın bu son sözleri, Saffet hocanın her nedense irkilmesine neden olmuştu. 
Çok keskin olmasına rağmen çok doğru sözlerdi bunlar.
 Allah ve Allah'ın hükümleri görmemezlikten gelinerek nefs ve hevaya göre kanunlar çıkartılan bu yer, Allah'a meydan okunan bir yer değil miydi? Devlete meydan okuyanların hadleri bildiriliyorsa, Allah'a meydan okuyanların akibeti ne olacaktı? İşin tuhaf tarafı, müslüman olduklarını iddia eden bazı şaşkınların, Allah'a meydan okunan bu yere girebilmek için birbirleriyle yarışmalarıydı!. 
 TAPUSUZ SÜLEYMAN 
Mehmed ALAGAŞ

Yazar hakkında

Ölüler Gibi Yaşamayın Diriler Gibi Sorgulayın

Yorum Gönder

*Yorum Yaparken Kişiliğinizi Ortaya Koyduğunuzu Unutmayın*
Çerez Kabul
Trafiği analiz etmek, tercihlerinizi hatırlamak ve deneyiminizi optimize etmek için bu sitede çerezler sunuyoruz.
Detaylandır
Uyarı!
İnternet bağlantınızda bir sorun var gibi görünüyor. Lütfen internete bağlanın ve tekrar gezinmeye başlayın.
Reklam Engelleyici Uyarısı!
Tarayıcınızda reklam engelleme eklentisi kullandığınızı tespit ettik.
Reklamlardan elde ettiğimiz gelir bu web sitesini yönetmek için kullanılır; web sitemizi reklam engelleme eklentinizde beyaz listeye almanızı rica ediyoruz.
Site is Blocked
Sorry! This site is not available in your country.