![]() |
Başlık ekle |
İnanç konusunda nötr bir tavır sergilemeye çalışan ag-
nostisizm, “Tanrı var da olabilir, yok da olabilir. Bu konuda
kesin bir bilgi sahibi olmak mümkün değildir” görüşünü sa-
vunmaktadır. Agnostiklere göre ateizm gibi Allah’ın varlığı-
nı tamamen reddetmek doğru olmadığı gibi, Allah’ın var ol-
duğunu söylemek de mümkün değildir. Zira iki veriyi doğ-
rulamak için elimizde somut bir delil bulunmamaktadır.
Agnostisizm her ne kadar ateizmin tanrı hakkında kesin
reddedici tutumuna karşı anlamlı bir tavır gösterse de, bir
yaratıcının varlığı konusunda şüpheli bir tavır takınma
hatası içine düşmüştür. Zira tanrının “bilimsel olarak is-
patlanamayacağı” zaten teistlerin de kabul ettiği bir gerçek-
tir. Zira Yaratıcı, beş duyu organının alamayacağı derecede
yüce bir varlıktır. Fakat O’nun beş duyu organı ile idrak edi-
lememesi, akıl ile bulunabileceği gerçeğini değiştirmez.
Ateizm başlığında belirttiğimiz gibi, böyle bir evrenin yara-
tıcısının olması aklen zorunlu olup aksi tutarlı değildir.
Agnostikler işte tam bu noktada yanılgıya düşmüş ve
“yaratıcının var olduğu bilinemez” iddiasını ortaya koyar-
larken, “deney ve gözlemle bilinemez” ilkesine takılı kal-
mışlardır. Oysa dediğimiz gibi teistler de bu noktada aynı
fikri taşımakta olup, yaratıcının “akıl ile bilineceğini” sa-
vunmaktadırlar. Bu anlamda agnostisizmin, ateizmi eleşti-
rirken öbür yandan da “ateizmin şüphecilik velvelesine ka-
pılmış” bir felsefi akım olduğunu ifade edebiliriz.
Bu noktada konuyu aydınlatıcı bir örnek vermek yerin-
de olacaktır:
Bir mağara duvarında, insan figüründe oyuklar olduğu-
nu farz edelim. Bu insan figürlerini gördüğümüzde aklımıza
gelen ilk şey, “bunun eski çağlardaki bir toplumdan kalan ta-
rihsel bir buluntu” olarak değerlendirmek olacaktır. Eğer ate-
ist bakış açısı ile bakarsak, bu mağara duvarlarındaki insan
figürlerini yapan kişileri görmediğimiz için bunu inkâr etme-
miz gerekir. Sonuçta evren kendi kendine olabiliyorsa, duvar-
daki bu düzgün insan figürlerinin de çağlardan bu yana ka-
yaçların aşınması ile olması daha da mümkün olacaktır.
Burada esas soruyu soralım: Peki, tarihteki bu duvar
oyuklarını oluşturan insanlar için “onları göremiyoruz, do-
layısıyla bu duvar figürleri insan elinden çıkmış da olabilir,
çıkmamış da olabilir. Bu konuda elimizde somut bir bilgi
yoktur” demek ne kadar tutarlıdır?
Elbette tutarlı değildir. Öyleyse evrenin de yaratıcısı ol-
madığını düşünerek yaratıcı hakkında sistematik bir şüphe
tavrı takınmak anlamlı ve tutarlı değildir.
Zira bir bilgiden şüphe edilmesi için, o bilginin şüphe
edilmeye değer olması gerekmektedir.
Nasıl mağara oyuklarının ve cansız insan figürlerinin te-
sadüf süreciyle değil insan tarafından yapıldığı hususunda
bir şüphe etmiyorsak, evrenin ve içindeki varlıkların bir ya-
ratıcı tarafından var edildiğine dair şüphe duymak da tutarlı
olmayacaktır.
Sonuç olarak ateizme yöneltilen eleştirilerin agnosti-
sizm için de geçerli olduğunu, dolayısıyla yaratıcının var
olduğu konusunda herhangi bir şüphe ortaya koymanın an-
lamlı olmadığını rahatlıkla ifade edebiliriz.
Kaynak:Neden İslam
Yazar:Hatice Acar