Kayıtlar

Derdimiz.. derbimiz!

 Derdimiz.. derbimiz!



Allah Rasulü (s.a.v.)’in liderliğinde tanzim edilen İslam’ın ilk şehri Medine, şehir planlamacılığı noktasında İslam’ın nazariyesini ortaya koyması bakımından son derece önemliydi. Sonradan kurulan veya fethedilen bütün şehirler hep ilham kaynağı olarak merkezinde mektep ve mescit’in bulunduğu Medine’yi kendileri için ilham aldılar. 


İslam’ın şehir tasavvurunda merkezinde mektep ve mescit’in bulunduğu “kul şehirler” vardır. Şehrin insanı, neredeyse göğe kadar yükseltilmiş kubbenin altında Rabbine tazarru içinde rüku ve secdeye kapanırken yerin- göğün ve din gününün sahibi olan Allah’a kulluk ekseninde bir karakter inşası yaşar. Bu karakter mümini sıradan bir birey olmaktan “benlik/şahsiyet sahibi” bir mümin olmaya taşır. Yöneticisinden en sıradan sade vatandaşına kadar toplumun bütün kesimlerini tek bir çizgi/saf üzerinde toplayarak onlara hayatın; altında toplandıkları gök kubbenin sahibine hesabı verilebilir bir şeffaflık ve sorumluluk bilinci içinde geçirilmesi gereken bir zaman dilimi olduğu fikrini verir sabah akşam..


Lakin seküler paradigma her türlü İslami manayı/ruhu hayattan söküp onu koyu bir materyalizme mahkum ettiği gibi şehirlerimizi, yaşam alanlarımızı ve hatta mescit ve mekteplerimizi dahi ruhsuzlaştırdı. 


Artık şehirlerimiz merkezinde, sarmalı içinde tükettikçe insanı tüketen alışveriş merkezleri, eğlendikçe insanı kimliksizleştiren; içinde yaşadığı çevreye, hayata ve gerçek sahibine karşı kayıtsız hale getiren eğlence merkezleri, oyun alanları ve stadyumların bulunduğu şehirler haline getirildi. 


Artık şehirlerimiz anlamdan azade, ruhtan yoksun ve vicdandan arınmış…


En yakıcı, vicdan kavurucu, yeri göğü inletecek ölçüde kahredici acılara ve trajedilere karşı bile kendini tatmin ve “gerçekleştirme” dürtüsüyle hareket eden bireylerle dolu şehirlerimiz. 


İşte bir derbi maçı.. En acı günümüzde bile baştan çıkarıcı coşkusuyla bizi bizden; kardeş kılındıklarımızdan, coğrafyamızdan kopartabilmektedir. Tuttuğu takımın yenilgisine üzüldüğü kadar aynı gece Humus’ta gerçekleşen ve 400 Suriyeli kardeşimizin katledilişine üzülmeyen, belki böyle bir vahşetin işlendiğinden dahi haberi olmayan ya da geçen gün İdlip’te 140 kardeşimizin katledilmesine üzülmediği kadar tuttuğu takımın rakip takıma bir gol daha fazla atamamış olmasına üzülen insanımız tek derdimiz derbimiz mi? sorusunu haklı çıkartacak fanatizm örnekleri gözterebiliyor. 


Portekizli diktatör Salazar’ın (ö. 1970) “ülkeyi fado-fiesto-futbol (3f) ile yönettim”, İspanyol diktatör Franco’nun (ö. 1975) bir futbol stadı için “bana 100 bin kişilik uyku tulumu yapın” ya da ülkesini sıkıyönetim rejimiyle uzun yıllar nasıl idare ettiği sorulduğunda Napolyon’un (ö. 1821) “İtalya'ya 3 tane beşik (stadyum) yaptırdım, üçünü de sallayıp halkı uyuttum” şeklinde cevap vermesi futbolun eğlence sektörünün bir parçası olmasının ötesinde toplum mühendisleri ve yöneticiler için de önemli bir teskin edici işlevi olduğunu gözler önüne sermektedir. 


Bir kıssa bir hisse:


Hz. Ömer'in de bulunduğu bir meclis. Hatıralar canlanır, Rasulüllah (s.a.v.) ile geçen zamanlar anılır, derin ooff'lar çekilir. Hz. Ömer (r.a.) sahabenin ileri gelenlerinin bulunduğu bu mecliste bir soru sorar: 


‘Haydi, herkes bir şey dilesin.’ Oradakilerden biri:


‘Ben, şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu ALLAH yolunda harcayayım isterim.’der. Bir başkası:


‘Şu oda dolusu altınım olsunda onu ALLAH yolunda harcayım isterim.’ der. Bir diğeri:


‘Bu oda dolusu mücevherim olsa da ALLAH yolunda harcasam isterim.’der. 


Hz. Ömer (r.a.)'in gözlerinden bir türlü aradığını bulamadığı izlenimini alan sahabe peki sen söyle, sen ne dilerdin demişler. Hz. Ömer (r.a.) yine büyüklüğünü, keskin seçici aklını göstermiş. 


“Ben," demiş, “Ebu Ubeyde bin el-Cerrah, Muaz bin Cebel ve Huzeyfe bin el-Yeman gibilerden tam bu oda dolusu insan olmasını isterdim."


Hz. Ömer r.a. bu sözü Ebu Ubeyde bin el-Cerrah, Muaz bin Cebel ve Huzeyfe bin el-Yeman gibilerini aratmayacak kıymette sahabelere söyledi. 


Ey adaleti isminin önüne geçmiş müminlerin halifesi! Biz de bugün (bir stadyum dolusu değil) sadece bir oda dolusu senin ve senin işaret ettiğin insanlardan olmasını o kadar çok istiyoruz ki..

Yazar.Abdurahim Şen den alıntı 

Yazar hakkında

Ölüler Gibi Yaşamayın Diriler Gibi Sorgulayın

Yorum Gönder

*Yorum Yaparken Kişiliğinizi Ortaya Koyduğunuzu Unutmayın*
Çerez Kabul
Trafiği analiz etmek, tercihlerinizi hatırlamak ve deneyiminizi optimize etmek için bu sitede çerezler sunuyoruz.
Detaylandır
Uyarı!
İnternet bağlantınızda bir sorun var gibi görünüyor. Lütfen internete bağlanın ve tekrar gezinmeye başlayın.
Reklam Engelleyici Uyarısı!
Tarayıcınızda reklam engelleme eklentisi kullandığınızı tespit ettik.
Reklamlardan elde ettiğimiz gelir bu web sitesini yönetmek için kullanılır; web sitemizi reklam engelleme eklentinizde beyaz listeye almanızı rica ediyoruz.
Site is Blocked
Sorry! This site is not available in your country.