Schopenhauer farklı karakterlerin doğuştan geldiğini değişmez olduğunu ileri sürüyor
İsteme
ve Tasarım Olarak Dünya" adlı eserinde şu şekilde ifade eder:
"Her insan, tıpkı bedeninin
doğuştan gelen bir anayasası olduğu gibi, doğuştan gelen bir karaktere de
sahiptir.
Bu karakter, iradenin kendisinin bir
tezahürüdür ve her bireyde farklıdır. Bir insanın karakteri, onun nasıl
davrandığını, nasıl düşündüğünü ve nasıl hissettiğini belirler."
Schopenhauer göre, karakter üç temel
eğilimden oluşur:
Bilgi edinme eğilimi: Bu eğilim, dünyayı ve kendimizi anlama arzusunu temsil eder.
Hayatta kalma eğilimi: Bu eğilim, bedenimizi ve benliğimizi koruma arzusunu temsil eder.
Soyunun devamı eğilimi: Bu eğilim, türümüzün devamı arzusunu temsil eder.
Bu üç eğilim, her bireyin karakterinde
farklı oranlarda bulunur ve bu da farklı karakter tiplerinin oluşmasına neden
olur. Örneğin, bilgi edinme eğilimi baskın olan bir kişi meraklı, araştırmacı
ve entelektüel olabilir. Hayatta kalma eğilimi baskın olan bir kişi ise güçlü,
bağımsız ve hırslı olabilir. Soyunun devamı eğilimi baskın olan bir kişi ise
sevgi dolu, şefkatli ve anaç olabilir.
Schopenhauer göre, karakterimiz
hayatımız boyunca değişmez. Tecrübelerimiz karakterimizi belli bir dereceye
kadar etkileyebilir, ancak temel eğilimlerimiz her zaman aynı kalacaktır. Bu
nedenle, Schopenhauer göre, kendimizi ve başkalarını daha iyi anlamak için karakterimizi
anlamak önemlidir.
Schopenhauer ‘in karakter anlayışı,
birçok psikolog ve filozof tarafından eleştirilmiştir. Eleştirilerin çoğu,
karakterin doğuştan gelip gelmediği ve değişip değişmediği konusundaki
belirsizliklere dayanmaktadır. Buna rağmen, Schopenhauer ‘in karakter teorisi,
insan psikolojisini anlamaya yönelik önemli bir katkı olarak kabul
edilmektedir.